Öncelikle tiroid hastalığı, romatoid artrit, sistemik lupus eritamatosuz, Çölyak hastalığı gibi altta yatan otoimmün bir hastalık varsa tedavi edilmelidir. Kaşıntı için antihistaminik tedavi birinci basamak olarak verilmekte ve gerektiğinde doz artırılmaktadır. Bazı ciddi durumlarda kortizon tedavisi verilmelidir. Bu tedavilere cevap vermeyenlerde siklosporin, H2 antihistaminik, omalizumab tedavisi gibi tedavi seçenekleri kullanılabilir. Kronik ürtiker tedavisinde metatroksat, tacrolimus ve intravenöz immunoglobulin tedavi gibi tedavi yöntemleri de kullanılabilmektedir. Kronik ürtiker nedeni tiroid hastalığı olanlarda tiroid hormonu küçük doz verilerek faydalı sonuç elde edilebilmektedir.

Kronik otoimmun ürtiker için öncelikle öykü çok önemlidir. Öykü fizik muayene sonuçlarına göre ayrıntılı alerji testleri ve kan testleri yapılmalıdır. Fiziksel ve fiziksel olmayan uyarılarla ürtiker gelişip gelişmediği değerlendirilmelidir. Bu sonuçlara göre teşhis konulmaktadır. Teşhisin konulmasında ve tedavinin planlanmasında alerji uzmanları özel eğitim almaktadır. Bu nedenle de kronik ürtikerli hastaların alerji uzmanlarınca değerlendirilmesinde fayda vardır.

Kronik ürtiker en sık; tiroid hastalığı, çölyak hastalığı, romataid artrit, lupus hastalığı, sjögren hastalığı, pernisiöz anemi ve vitiligo gibi otoimmun hastalıklarla birlikte görülebilmektedir.

Ürtiker genellikle 1-2 hafta içinde düzelmekle birlikte her 10 ürtikerli kişiden 2-3’ünde ürtiker 6 haftadan daha uzun sürer. Ürtikerin 6 haftadan kısa sürmesine akut ürtiker ve 6 haftadan uzun sürmesine kronik ürtiker denilmektedir. Kronik otoimmün ürtiker ise otoimmün nedenler ile ortaya çıkan ürtikere denilmektedir. Vücut kendi kendine ürtikere neden olmaktadır. Kronik nedeni bilinmeyen yani kronik idiopatik ürtikerli kişilerin yaklaşık yarısında otoimmün mekanizmalar ile ürtiker geliştiği düşünülmektedir. Kronik otoimmün ürtiker kadınlarda erkeklere göre daha yüksek oranda görülmektedir.